Çok küçük altın iğnelerden oluşan fraksiyonel bir başlık ve radyofrekans kaynaktan oluşan bir teknolojik sistemdir.

Cilt gençleştirme ve güzelleştirme uygulamalarında son yıllarda kullanımı gittikçe artmaktadır.

Yaşlanma ve çevresel faktörlerin etkisiyle oluşan cilt problemleri, kırışıklıklar ve lekelerin görünümünü azaltmaktadır. Böylece daha genç, parlak ve dinamik bir yüze kavuşmaya yardımcı olur.

Seans sayısı kişinin şikayetlerine, deformasyon miktarı ve çeşidine, cilt yapısına ve uygulanacak bölgeye göre değişmektedir. Yüz dışındaki vücut bölgelerinde de tercihe edilebilir. İşlem için kullanılan cihaz altın iğneler vasıtasıyla cilt altına radyofrekans gönderir.

Verilen enerji ile cilt altında kontrollü bir hasar oluşturulur. Bu hasar bölgedeki kollajen ve elastin sentezini uyarır ve hasarlı dokunun yenilenmesini sağlar.

İşlemden 30 dakika öncesinde cilt temizlenir ve anestezik madde sürülür. Kişiye özel başlıklar cihaza takılır. Uygulama yapılacak bölgenin üzerinden birkaç kez cihazla geçilmesiyle işlem tamamlanır. İşlem 15-30 dk arası sürmektedir. İşlem sonrası serinletici losyonlar, nemlendirici krem ve güneş koruyucu kremler sürülür. İşlem yapılan gün ve ertesi gün banyo yapılması önerilmez.

Yara ve yanık izlerinin giderilmesinde, doğum ve kilo alıp vermeye bağlı çatlakların tedavisinde, yaşlanma belirtilerinin ve ince kırışıklıkların giderilmesinde, gözeneklerin sıkılaştırılmasında, göz altı morluklarının düzeltilmesi, akne ve akne izlerinin tedavisinde, boyun ve dekolte bölgesindeki sorunların giderilmesinde kullanılmaktadır.

İlk 5-6 saatte yoğun bir kızarıklık, 2-3 gün boyunca yüzde kızarıklık soluklaşıp pembe bir görünüm ouşmaktadır. Bu şikayetler kendiliğinden geçmektedir.

Kişinin şikayetinin durumu ve cilt yapısına göre değişmekle birlikte 3-4 seans yeterli olmaktadır. Seanslar ayda bir yapılmaktadır. Her mevsim uygulanabilmektedir. Gerektiğinde tekrarlanabilmektedir.

Altın İğneli Radyofrekans

Platelet (trombosit) yönünden zenginleştirilmiş plazma (Platelet Rich Plasma) anlamına gelen bu uygulama cilt gençleştirme yöntemlerinden biri olarak sıkça kullanılmaktadır. Trombositler kanda bulunan, asıl olarak kanın pıhtılaşmasında görev alan hücrelerimizdir. Bu hücreler ek olarak doku onarımında ve kolajen yapımında rol oynayan bir takım büyüme faktörleri salgılayarak yara iyileştirici etki gösterirler. PRP ile kişiye kendi kan ürünü hasarlı olan alana geri verildiğinde iyileşme hızlandırılmış olur. Bu faktörlerin ek olarak yaşlanma karşıtı özellikleri de olduğundan PRP uygulanan ciltte yenilenme, canlanma, ışıltı ve tazelik elde edilir. PRP ayrıca günümüzde birçok kas iskele sistemi hastalıklarında da kullanılmaktadır.

Hastanın öncelikle tıbbi öyküsü alınır ve ayrıntılı muayene edilir. Hasta işlem hakkında bilgilendirilir. Hastadan az bir miktar kan alınır. Alınan kan özel tüplere konularak santrifüj işleminden geçirilir. Böylelikle kan içindeki hücreler birbirinden ayrışır. Uygulamada kullanılacak kısmı hazır hale getirilip kişinin ihtiyacına göre enjeksiyon için belirlenmiş alanlara uygulanır. Uygulama öncesinde gerekli hastalarda lokal anestezik kremler ile enjeksiyon yapılacak alan uyuşturulur. Tüm bu süreç yaklaşık 30-40 dakika sürer.

Hastadan hastaya uygulama sıklığı ve süresi değişebilmekle birlikte ortalama 1-2 hafta hafta aralıklarla 3-4 seans olarak uygulanır. Ortalama yıl sonra ihtiyaca göre işlem tekrarlanabilir.

Ciltte parlaklığın, nem dengesinin ve esnekliğin sağlanmasında ve böylelikle cilt kalitesinin arttırılmasında, Renk eşitsizliklerinin düzeltilmesi ve cilt onunun eşitlenmesinde, Ciltteki ince kırışıklıkların ortadan kaldırılmasında, Lazer ya da peeling gibi diğer uygulamalar sonrası cildin daha hızlı yenilenmesinde, Saç dökülmelerinin engellemesinde ve mevcut saçları kuvvetlendirip saç miktarını arttırmada kullanılabilir.

Enjeksiyon alanında kısa süreli kızarıklık, şişlik, hassasiyet, alerji bazı hastalarda gelişebilmektedir. Bunun haricinde kişinin kendi kan ürünü olduğu için herhangi bir yan etkisi olmayan bu uygulamada serumun elde edilmesinde kullanılan kitlere dikkat etmek gerekir. Onaylı, güvenli, bilinen marka kit kullanımıyla hem etki net olarak elde edilebilir hem de gelişebilecek yan etkilerden korunmuş olunur.

Prp Tedavisi

Diğer ismi kimyasal maddelerle cilt soymadır. Daha açık ifade edilirse farklı kimyasal maddeler kullanılarak cildin üst tabakasının bütünüyle soyulmasıdır.

Bu yöntemle cilt üstündeki ölü hücreler uzaklaştırılarak daha canlı, parlak ve pürüzsüz bir cilt elde edilir.

Yüzeysel , orta derinlikte ve derin kimyasal peeling olmak üzere 3 kategoride incelenmektedir.

Yüzeysel peeling hassas ciltlerde uygulanan hafif soyma işlemidir.

Orta derinlikte peeling genel olarak yüzdeki renk değişiklikleri ve cilt kırışıklıklarında uygulanan yüzeysel peelinge göre daha derine kadar yapılan soyma işlemidir. Derin peeling ise cilt büyük oranda soyulmaktadır.

Kişinin şikayeti, cilt yapısı, deri rengi değerlendirilerek uygun kimyasal peeling yöntemi belirlenir. Uygulamadan önce cilt özel solüsyonlar temizlenir ve kurulanır. Derin peeling uygulanacaksa öncesinde lokal anestezik kremler kullanılabilir. Hassas bölgeler korunarak peeling solüsyonu hızlı bir şekilde ve eşit miktarda uygulanır. Lezyon alanlarına bir miktar fazla solüsyon kullanılabilir. Solüsyon yüzde bir süre bekledikten sonra ciltten temizlenir. Sonrasında nemlendirici kremler ve gerekli durumlarda güneş koruyucu kremler sürülür.

Seans süresi kişinin şikayeti ve uygulanacak bölgenin büyüklüğüne göre değişmekle birlikte 30-60 dakika sürmektedir. İşlem sonrası hastalara en az 6 ay boyunca güneş ışınlarından korunması, solaryumdan kaçınması önerilir. Bu yüzden işlem genellikle kış veya bahar aylarında yapılır. İşlemin yapıldığı gün duş alınmaması işlem sonrasındaki ilk 1 hafta ılık duş alınması önerilir.

Cilt problemlerini iyileştirmek, cildi temizlemek ve onarmak için kullanılabilir. Doğum lekelerinin, güneş lekelerinin, sivilce ve sivilce lekelerinin giderilmesi, kırışıklık gibi yaşlanma belirtilerinin ortadan kaldırılması amacıyla kullanılabilmektedir. Sonuçta daha parlak, canlı ve pürüzsüz bir cilt elde edilmektedir.

İşlem sonrasında ciltte kızarıklık ve yanma hissi oluşmaktadır. Bazı hassas bireylerde alerjik reaksiyonlar ve cilt yanıkları gözlenebilmektedir. Derin kimyasal peeling yönteminde ağrı ve ödem gözlenebilmektedir.

Yüzeysel kimyasal peeling 2-4 hafta arayla 4-8 seans, orta derinlikte peeling 2-4 hafta arayla 2-4 seans, derin peeling ise bir defa uygulanmaktadır.

Kimyasal Peeling

Medikal teknolojinin kullanıldığı ameliyatsız ve oldukça başarılı bir anti-aging tedavi yöntemidir. Özellikle cerrahi düşünülmeyen hastalarda dolgu, botoks, iple germe gibi yöntemlere alternatif bir yöntemdir.

. Diğer fraksiyonel lazer olan er-yag lazere göre iyileşme sürecinin daha iyi olması ve etkili sonuçlar alınması nedeniyle daha çok tercih edilmektedir.

Cildi soyarak yenileyen fraksiyonel lazer tek atışta hem cilt hem cilt altı dokuları kontrollü bir şekilde hasarlayarak cildin hasarlı bölgesinde kollajen yapımını uyarır ve cilde daha genç bir görüntü kazandırır. Bu süreçte cilt soyularak yeni bir epidermis oluşur.

Sonuçta hasta daha genç, parlak, canlı, pürüzsüz bir cilde kavuşturulur.

Cilt işlemden 30 dakika önce temizlenir ve anestezik krem sürülür. Sonrasında uygulanacak bölgeye ve kişinin cilt yapısına uygun dozlar belirlenir ve uygulanır. İşlem yaklaşık 15-20 dk sürmektedir. İşlem sonrası uygun serinletici losyon, nemlendirici ve güneş koruyucu krem sürülür.

Sivilce, yanık ve ameliyat izlerinin giderilmesi, gebelik ve doğum sonrası oluşakan çatlakların tedavisinde, yaşlılık ve güneş lekelerinin tedavisinde, kırışıklıkların azaltılması ve cildin sıkılaştırılmasında, bunun dışında doğumsal veya sonradan oluşan benlerin, siğillerin, keratozların tedavide kullanılmaktadır.

Hastlarda işlem sonrası kızarıklık ve ödem oluşabilmektedir. Bu şikayetler büyük oranda 1-2 gün içinde , tam olarak 1 haftada kendiliğinden kaybolur.

1 ay aralıklarla 3-4 seans uygulanabilir. Genellikle kış ve bahar aylarında tercih edilir. Gerektiğinde tekrarlanabilir.

Fraksiyonel Karbondioksit Lazer

Mezoterapi vitamin, mineral, aminoasit, çeşitli element, bitki özleri ve ilaçların ağrısız enjeksiyonlarla, insan vücudunda mezoderm adı verilen deri altı bağ doku ve yağ dokuya uygulanması işlemidir.

En çok kullanılan maddeler arasında A, B ve C vitaminleri, Hyaluronik asit, Somon DNA, çinko, selenyum, büyüme faktörleri bulunur. İlk olarak Fransa’da 1952 yılında damar ve lenf sistemine ait problemlerin tedavisinde kullanılmıştır.

Günümüzde mezoterapi hem tıbbi amaçlı çeşitli hastalıklar da hem de kozmetik amaçlı sıkça uygulanan ameliyatsız estetik uygulamalardan biridir.

Hasta doktoru tarafından ayrıntılı muayene edildikten sonra doktoru tarafından kendisine uygun olduğuna karar verilen mezoterapi ürünü hastaya ince ve küçük özel iğnelerle belirlenen cilt altı alanlara uygulanır. İşlem yaklaşık 10-15 dk sürer. Uygulama öncesinde gerekli hastalarda lokal anestezik kremler ile enjeksiyon yapılacak alan uyuşturulur. Her mezoterapi ürününün içeriği aynı değildir ve her hasta için uygun olmayabilir. Sizin için en uygun ürünün en uygun bölgeye uygulanması kararını yalnızca uzman doktorunuz vermelidir.

Saç dökülmesi tedavisinde, saçların güçlenmesi, yenilenmesi, hacim kazanmasında,

Selülit ve çatlak görünümü tedavisinde,

Cildin beslenmesi, tazelenmesi ve sıkılaşmasında; kırışıklıkların, yaşlanma ve güneşe bağlı lekelenmelerin ve renk eşitsizliklerinin tedavisinde kullanılmaktadır.

Mezoterapi hem içeriği hem yapımı güvenli bir tedavi yöntemidir. Doktorunuz tarafından kontrollü olarak yapılan uygulamalarda ciddi yan etki gelişimi genellikle beklenmemekle birlikte enjeksiyon alanlarında kısa süreli olarak allerji, hassasiyet, kızarıklık, ödem bazı hastalarda gözlenebilmektedir.

Seans sıklıkları kişinin cilt yapısına, mezoterapinin hangi alana ve hangi soruna yönelik yapıldığına bağlı olarak değişiklik gösterir. Doktorunuz tarafından ayrıntılı muayeneniz yapıldıktan sonra seans aralıkları ve sayısı belirlenebilir.

Mezoterapi

Botulinum Toksin (Botox®, Dysport®) uygulaması tüm dünyada ameliyatsız estetik alanında en fazla tercih edilen uygulamalardan birisidir. Toksin Clostridium Botuliunum A adı verilen bir bakteriden elde edilen protein yapıda bir maddedir. Bu toksin sinir hücrelerinden kasların kasılması için gerekli olan maddeleri bloke eder ve kontrollü olarak kas kasılması engellenmiş olur. Böylelikle hem kasların aşırı hareketi ile deride oluşabilecek kırışıklıkların önlenmesinde hem de mimiklere bağlı oluşan çok derinleşmemiş kırışıklıkların tedavisinde kullanılır.

Botoks uygulaması mezoterapi ile birleştirilerek de yapılabilir. Mezobotoks olarak adlandırılan ve yeni nesil işlemlerden biri olan bu yöntemde düşük oranda botoks ile hiyaluronik asit, vitaminler ve aminoasitlerden oluşan mezoterapi ürünü kombine edilerek cilt altı dokuya hastanın doktoru tarafından belirlenen ve ihtiyacı olan alanlara enjekte edilir. Mezobotoks özellikle cilt altı yağ salgısını, akne oluşumunu ve gözenekleri azaltmada, ince kırışıklıkları doğal bir şekilde yok etmede ve cildin nem dengesini oluşturup parlak, pürüzsüz ve genç bir görünümün sağlanmasında kullanılır.

Hastanın öncelikle tıbbi öyküsü alınır ve ayrıntılı muayene edilerek işlem için uygun hasta olup olmadığına karar verilir. Hasta işlem hakkında bilgilendirilir. Kişinin ihtiyacına göre enjeksiyon yapılacak alanlar belirlenir. Uygulama öncesinde gerekli hastalarda lokal anestetik kremler ile ilgili bölgeler uyuşturulur, bu sayede işlem oldukça ağrısızdır. Özel tekniklerle birden fazla noktada kas içerisine enjeksiyon yapılır. Gebelik ve emzirme döneminde uygulanmamaktadır. Uygulama sonrası birkaç saat yüzün yıkanmaması, makyaj yapılmaması, masaj yapılma­ması, aşırı sıcaktan (hamam, sauna gibi) kaçınılması, eğilme ve yatma gibi hareketlerin yapılmaması önerilir. Kişi günlük yaşamına hemen dönebilir. İşlem sonrasında oluşabilecek şişlik ve kızarıklıklar birkaç saat içerisinde kaybolur. Etki yaklaşık 2 gün içerisinde başlar ve tam etki yaklaşık 7-10 gün arasında görülür. Hastanın yaklaşık 7-10 gün sonra kontrol muayenesi yapılır ve gerekliyse ek doz uygulaması yapılır.

Yüz bölgesindeki kırışıklık ve çizgilenmelerde (iki kaş arasındaki dikine çizgiler, alın bölgesindeki enine çizgiler, göz çevresinde kaz ayağı denen çizgiler, dudak üzerindeki sigara çizgileri, dudak kenarından çeneye doğru inen Marionette çizgileri, burun yan kısımlarından göze doğru uzanan Bunny line denilen çizgiler)

Boyun ve dekolte bölgesindeki çizgiler,

El, ayak ve koltuk altı bölgesi aşırı terlemelerinde,

Kaşların, burun ucunun ve ağız köşelerinin kaldırılmasında,

Gülme sırasında diş etlerinin belirginleşmesi olarak bilinen ‘Gummy smile’ görünümün tedavisinde,

Migren, diş gıcırdatma ve bazı nörolojik hastalıkların (tik, distoni gibi) tedavilerinde uygulanmaktadır.

Uygulama sonrası bazı hastalarda baş ağrısı, enjeksiyon alanında ağrı görülebilir kısa sürede geriler, gerekli durumlarda ağrı kesici kullanılabilir.

Nadiren Bazı hastalarda yüzde asimetri, kaş ve göz kapağı düşmesi (pitoz), çift görme (diplopi), gibi yan etkiler gelişebilir.

İşlem uzman doktorlar tarafında uygun hastalara uygulanmalıdır. Aksi halde yan etkilerin görülme ihtimali çok yüksektir.

Botox etki süresi hastadan hastaya değişiklik gösterebilmekle birlikte ortalama 6 ay olup bu süre sonunda ilaç vücuttan atılır ve etki sonlanır.

Tekraren uygulamalarda gittikçe etki süresi uzamakta ve seans araları açılmaktadır. Bir sonraki seans muayene tarihi uzman doktorunuz tarafından belirlenmelidir.

Botoks

Ameliyatsız yüz germe işlemleri cerrahi istemeyen hastalarda veya ameliyat yapılacak kadar ciddi problemi olmayan hastalarda sıkça kullanılan bir yöntemdir.

Ameliyata gerek kalmaksızın aynı gün içinde biten, iz oluşturmayan, sonuçları oldukça başarılı bir yöntemdir. İşlem sonrası hastalar belirgin bir değişim hissetmekle birlikte optimum etkiler 1-2 ayda ortaya çıkmaktadır.

İplerin kendi germe etkilerinin yanı sıra cilt yenileme, ve kollajen üretimini uyarma etkileri olmaktadır. Bu şekilde cildin elastikiyet kaybını azaltmakta ve daha genç bir yüze kavuşmaya yardımcı olmaktadır.

İplerin zamanla erimesi ve kaybolmasına rağmen ciltte yaptığı etkiler bu yüzden daha uzun süreli olmaktadır.

Lokal anestezi altında ince iğneler içine yerleştirilmiş olan özel tasarlanmış ipler cilt altına yerleştirilmektedir. İşlem yaklaşık olarak 30 dakika sürmektedir. Gayet konforlu ve ağrısız bir işlem olup hastalar işlem sonrası günlük yaşamlarına devam edebilmektedir.

Kırışıklık ve sarkmaların tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Yüz bölgesi dışındaki vücut bölgelerinde de germe işlemi yapılabilmektedir. Kaşların kaldırılması, elmacık kemiklerinin belirginleştirilmesinde de kullanılmaktadır.

Alanında uzman hekimlerce yapıldığında oldukça güvenilir bir yöntemdir. Belirgin bir yan etki olmamakla birlikte bazı hastalarda iğne giriş yerlerinde hafif şişlik, morluk ve hassasiyet oluşabilir, iğne giriş yerlerinde gamze denilen çukurcuklar oluşabilir. Bu yan etkiler ortalama bir hafta içinde tamamen düzelmektedir.

Yapılma sıklığı hastadan hastaya ve kullanılan ipin türüne göre değişmekle birlikte etkileri 2-5 yıl kadar sürmektedir. Gerekli görüldüğü takdirde tekrarlanabilmektedir.

Ameliyatsız Yüz Germe

Örümcek ağı estetiği, ipler kullanılarak yapılan yüz germe işlemidir. Diğer iple germe işlemlerinden farklı olarak yüzün çok farklı noktasına çok sayıda küçük ipin küçük iğneler yardımıyla cilt altına yerleştirilmesiyle yapılmaktadır.

Kullanılan ipler cilde uyumludur ve herhangi bir reaksiyon oluşturmamaktadır. Etkileri iplerin erirken uyardığı kollajen ve elastin sentezi sayesinde olmaktadır.

İpler cilt altına sıkı bir şekilde işlendikten sonra bu kollajen ve elastin sentezi 1-3 ay içinde gerçekleşmekte ve cilt daha canlı bir görünüm kazanmaktadır.

Cilde uyumlu çok sayıda ince ve kısa iplerin ince iğneler vasıtasıyla ameliyatsız olarak cilt altına yerleştirilmesiyle yapılır. Genel anesteziye ihtiyaç olmadan işlem öncesinde uygulanacak alana lokal anestezik krem sürülerek işlem gerçekleştirilir. Kesi yapılmadan gerçekleştirildiği için herhangi bir dikiş söz konusu değildir. Oldukça ağrısız bir işlem olup işlem sonrası hastalar günlük aktivitelerine devam edebilmektedir.

Amaç cerrahi operasyon olmadan daha genç ve dinamik bir yüze kavuşmayı sağlamaktadır. Bu yöntemde uygulandığı dokuda yenilenme, sıkılaşma ve daha genç bir görünüm elde edilmektedir. Yüz ve boyun bölgesindeki kırışıklıklar ve sarkmalarda kullanılmaktadır. Ağız çevresi, göz çevresi, kaz ayağı gibi alanlarda kullanımı mevcuttur.

Uzun yıllardır kullanılan konforlu ve güvenilir bir yöntemdir. Kullanılan ipler biyo-uyumlu olduğu için herhangi iplere karşı bir reaksiyon beklenmez. İşlem sonrası hafif bir kızarıklık ve ödem dışında yan etki gözlenmemektedir. Bu şikayetler genellikle 1-2 gün içeirisinde kaybolmaktadır.

Kişiden kişiye değişmekle birlikte etkisi 3 yıla kadar sürmektedir. Gerekli durumlarda etkisi işlem tekrarlanabilmektedir.

Örümcek Ağı Estetiği

Günümüzde sıkça yapılan ameliyatsız estekik işlemlerinden biri olan dolgu uygulamaları yüz bölgesindeki çeşitli alanların dolgu maddeleri ile doldurulma işlemidir.

Bu sayede bu bölgelerin hacimlenmesi ve şekillendirilmesi sağlanır. Dolgu maddesi olarak kullanılan birkaç farklı ürün olmakla birlikte şuan için en güvenilir olan, allerji riski en az olan ve günümüzde de en sık olarak kullanılanlar hiyaluronik asit dolgulardır.

Hyaluronik asit insan vücudunda da bulunan bir bağ dokusu maddesidir. Cildi nemlendirmek elastikiyetini sağlamak, kollajen üretimini arttırmak gibi fonksiyonları vardır. Yaşlanmayla birlikte yüzümüzde meydana gelen değişikliklerin nedenlerinden bir tanesi de hiyaluronik asit miktarının azalmasıdır. Hyaluronik asit dolgular yüzümüzdeki yaşlı, yorgun ve mutsuz görünümün giderilmesinde, zamanla oluşan çizgilenme ve oluklanmaların doldurulmasında kullanılmaktadır.

Dolgular ayrıca el bölgesine de yaşa bağlı deride incelme, nem ve elastikiyet kaybı durumlarında uygulanmaktadır.

Dudaklara hacim ve şekil verilmesi, simetrisinin sağlanması için hiyaluronik asit içeren dolgular sıklıkla uygulanmaktadır. Verilecek olan dolgunun miktarı ve dudağın alacağı şekil doktorunuzun ayrıntılı muayene ve sorgulaması ile verilmelidir. Muayenede hastanın yüz şekli, burun ve çene yapısı bir bütün olarak ele alınır. Hastanın beklentileri de dikkate alınarak mümkün olduğunca en doğal görünümün sağlanması hedeflenir. Dudakların estetik görünebilmesi için dikkat edilmesi gereken bazı oranlar vardır. Hasta bu konuda bilgilendirilir ve doktor-hasta ortak kararıyla işlem yapılır.

İşlemden yarım saat önce dudaklar lokal anestezik kremlerle uyuşturulur. Dudaklarda belirlenen bölgelere dolgu maddesi enjekte edilir. İşlem yaklaşık 10-15 dakika sürer. İşlemden sonra bazı hastalarda dudakta morluk,şişme, kızarıklık görülebilir. Kısa süreli buz tatbiki yapılabilir. Net görünüme ortalama 10 gün içinde kavuşulur. Kalıcılığı kişiden kişiye değişebilmekle birlikte ortalama 1 yıldır. İhtiyaca göre işlem tekrarlanır. Gebe ve emzirenlerde önerilmemektedir

Göz altı ve göz üstündeki çukurluklara dolgu uygulanabilir. Göz altındaki çukur görünüm yaşa bağlı olarak deri altı bağ ve kemik doku desteğinin azalması veya genç yaşlarda yapısal olarak gözlenebilir. Göz çevresi cildi çok ince olduğundan özellikle açık ten rengine sahip kişilerde deri altı damar görünümünün belirgin olması morluklara neden olmaktadır.

Dolgu ile cilt yenilenmesini sağlayan maddeler ile bölgenin doldurulması hem morluk hem de çukurlaşmanın tedavisinde kullanılır. Böylelikle daha genç ve canlı bir görünüme kavuşulur.

İşlemden önce doktorunuzun ayrıntılı muayenesi ile dolgu çeşidi ve kullanılacak miktar belirlenir. Göz altı derisi çok ince ve hassas bir bölge olduğundan her dolgu uygun değildir.

Toplamda uygulanacak dolgu miktarnın tek seferde uygulanması istenmeyen yan etkilere neden olabilir, o bölgede dolgu yumru şeklinde birikme yapabilir. Bu nedenle az miktarda 2-3 seans şeklinde uygulanması daha doğrudur.

İşlemden yarım saat önce göz altı lokal anestezik kremlerle uyuşturulur. Belirlenen bölgelere dolgu maddesi enjekte edilir. Çoğu dolgunun içinde aynı zamanda anestezik maddeler de eklenmiş olduğundan işlem ağrısız veya minimal ağrı ile yaklaşık 10-15 dakikada bitirilir. İşlemden sonra bazı hastalarda birkaç gün içinde gerileyen morluk, şişme, kızarıklık görülebilir.

Göz altı bölgesi diğer bölgelere göre daha hassas olduğundan bu yan etkiler daha sık gözlenir. Kalıcılığı kişiden kişiye göre değişmekle birlikte ortalama 8-12 aydır. Gebe ve emzirenlerde önerilmemektedir

Burundaki asimetrilerin giderilmesi, buruna hacim kazandırılması, kemerli burun görünümünün düzeltilmesi, burun ucunun kaldırılması ve buruna hacim verilmesi gibi nedenlerle hiyaluronik asit içerikli dolgular ameliyatsız burun estetiği olarak sıklıkla uygulanmaktadır. Burun ameliyatı (rinoplasti) yöntemi ile de istenen burun görünümü elde edilebilir ancak burun ameliyatı olamayan veya olmak istemeyen hastalarda daha kısa sürede ve kolaylıkla burun kusurları giderilebilir. Ayrıca daha evvel burun ameliyatı olmuş hastalarda destekleyici olarak dolgu uygulanabilmektedir. Ancak dolgu ile burnun şekillendirilmesi her burun yapısına uygun değildir. Alanında uzman doktorlarca ayrıntılı bir muayene sonucunda işleme karar verilir.

İşlemden yarım saat önce burun lokal anestezik kremlerle uyuşturulur. Özel iğne veya kanüllerle belirli bölgelere uygun dozda dolgu enjeksiyonu yapılır. İşlem sonras hafif şişlik olabilir. İşlem süresi 10-15 dakikadır. Kalıcılığı kişiden kişiye değişmekle birlikte ortalama 1-2 yıldır. Sonra burun eski haline döner. İhtiyaca göre işlem tekrarlanır. Gebe ve emzirenlerde önerilmemektedir.

Bazı hastaların yapısal olarak alın bölgesi düz veya geriye doğru çökük olabilir. Yaş ilerledikçe alın ve şakak bölgesinde hacim kaybı ve çökmeler görülür. Ayrıca yaşa, güneşe, fazla mimik kullanımına bağlı kırışıklıklar da oluşabilir. Alın bölgesinin daha yumuşak ve oval şekilli görünmesi özellikle kadınlarda daha feminen bir görünüm elde edilmesini sağlar. Kırışıklıkların açılmasıyla genç ve canlı bir görünüm elde edilir. Ek olarak alın dolgusu kişinin burun görünümü de etkileyeceğinden yüzün genel ayrıntılı muayenesi yapılıp alın ve şakak bölgeleri için uygun dolgu ürünü seçilir

İşlemden yarım saat önce alın ve şakaklar lokal anestezik kremlerle uyuşturulur. Kanüller yardımıyla belirlenen alanlara dolgu maddesi gönderilir. İşlem sonrasında bazı hastalarda kısa sürede gerileyen şişme, morarma, kızarma, kaşıntı görülebilir. İşlem yaklaşık 10-15 dakika sürer. Kalıcılığı kişiden kişiye göre değişmekle birlikte 9-18 aydır. Ardından ihtiyaç halinde işlem tekrarlanır. Gebe ve emzirenlerde önerilmemektedir.

Elmacık kemiği yanakların üst kısmında bulunan yüze şeklini veren kemiklerden bir tanesidir.

Yaşla birlikte yüzümüzde kemik ve bağ doku desteği azaldığından orta yüz bölgesinde çöküklük ve sarkma meydana gelir. Ek olarak bazı insanların orta yüz bölgesi yapısal olarak veya kilo alıp verme gibi durumlarda hacimsiz görünebilmektedir.

Bu durumun önüne geçebilmek ve yüze V şeklinin verilerek genç bir ifade kazanılması amacıyla elmacık kemiği ve yanak bölgesine dolgu uygulamaları sıkça yapılmaktadır.

Öncelikle yüz bölgesinin doktorunuz tarafından ayrıntılı olarak muayenesi ve dolgu uygulanacak alanlar belirlenir. Yüz bölgesine bütüncül olarak yaklaşım gereklidir.

Nitekim kişinin yüzünde hacim kaybı ve sarkma şikayeti varsa yanak bölgesi ile bağlantılı olan nazolabial alanlar ve göz altı hizası da dikkatle incelenmelidir. Bu bölgeler değerlendirilmeden yalnızca yanaklara dolgu uygulaması yüzde asimetriye neden olabilir sarkık görünüm tam tersine artırılabilir.

İşlemden yarım saat önce yanak ve elmacık kemikleri hizası lokal anestezik kremlerle uyuşturulur. Kişinin ihtiyacına göre belirlenen alanlara dolgu maddesi enjekte edilir. Bu alana yağ enjeksiyonu da yapılabimektedir.

İşlem yaklaşık 10-15 dk sürer. İşlemden hemen sonra bazı hastalarda kısa süreli kızarıklık, şişlik, kaşıntı, hassasiyet gözlenebilir. Kalıcılık kişiden kişiye göre değişmekle birlikte 1-2 yıldır. Gebe ve emzirenlerde önerilmemektedir.

Yüz şeklini belirleyen temel bölgelerden bir tanesi de çene hattıdır. Yapısal olarak çenede var olan asimetriler, çene altında sarkma, çenenin büyük, küçük veya gerekenden daha geride olması tüm yüzde orantısızlığa neden olabilir. Günümüzde çene hattının belirgin ve V şeklinde olması genç ve estetik görünüm için kabul görmektedir. Ancak herkesin yüz şekli farklıdır ve bu şekle uyacak şekilde çenenin şekillendirilmesi gerekir.

Çene dolgusu işleminden önce hasta doktoru tarafından ayrıntılı muayene edilir. Çene bölgesi, dudak ve nazolabial çizgiler, Marionette çizgileri ile yakından bağlantılı olduğundan yüz bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Gereklilik halinde bu bölgelere de uygun işlemler yapılmalıdır. Çenede doğal görünümün elde edilmesi temel amaçtır.

Hyaluronik asit içeren dolgular en sık kullanılan ve en güvenilir dolgulardandır. Hastanın ihtiyacına göre uygulanacak dolgu miktarı doktoru tarafından belirlenir. İşlemden yarım saat önce çene hizası anestezik kremlerle uyuşturulur. Ardından uygun bölgelere dolgu maddesi iğne veya kanüller aracılığıyla enjekte edilir. İşlemden hemen sonra bazı hastalarda kısa süreli kızarıklık, şişlik, kaşıntı, hassasiyet gözlenebilir. İşlem yaklaşık 15-20 dk sürer. Kalıcılık kişiden kişiye göre değişmekle birlikte 1-2 yıldır. Gebe ve emzirenlerde önerilmemektedir.

Nazolabial çizgiler burun köşelerinden aşağı dudak köşelerine doğru uzanan oluklardır. Herkeste var olan bu çizgiler güldüğümüz zaman belirginleştiğinden gülme çizgileri de denmektedir. Genetik faktörlere, yaşa, kiloya, mimik kullanımına bağlı olarak görünümü kişiden kişiye değişmektedir. Nazolabial çizgilerin belirgin olması yanaklarda sarkıklığa kişinin yaşlı, yorgun ve mutsuz görünümüne neden olmaktadır. Bu alana uygulanacak hiyaluronik asit içerikli dolgular derin doku desteği sağlayarak cildin gergin, genç ve sağlıklı görünüme kavuşmasını sağlar.

Uygulama öncesi doktorunuz tarafından tüm yüzün ayrıntılı olarak muayenesi gerekir. İstenen optimum sonuca ulaşmak için hastanın burun, dudak,yanak ve çene hattının da değerlendirilmesi ve gereklilik halinde uygun işlemlerin bu alanlara da uygulanması şarttır. İşlemden yarım saat önce nazolabial çizgi hizası anestezik kremlerle uyuşturulur. Doktorunuz tarafından belirlenen dolgu miktarı kanüller yardımı için deri altı uygun seviyeye enjekte edilir. Planlanan toplam doz tek seferde uygulanmaz birkaç aylık seanslar halinde bölünmüş dozlarda verilir. Çünkü tek seferde tüm miktarın uygulanması nazolabial çizgilerin tamamen yok olmasına ve maymunlara benzer bir görünümün ortaya çıkmasına sebep olabilir. İşlem yaklaşık 20-25 dk sürer. Kalıcılık kişiden kişiye göre değişmekle birlikte 1-1.5 yıldır. Gebe ve emzirenlerde önerilmemektedir.

İLETİŞİM BİLGİLERİ

Altın İğneli Radyofrekans

Altın İğneli Radyofrekans

Menü

Diğer Postlar